İcra ve iflas hukuku, kamu hukukunun bir alt dalıdır. İcra hukuku, alacaklının alacağına kavuşabilmesi adına oldukça büyük öneme sahiptir. Bir özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan borcunu yerine getirmeyen tarafın, kamu gücü kullanılarak, bu borcun yerine getirilmesi sağlanmaktadır.
1.İcra Kavramı
İcra hukuku genel anlamda para tahsili olarak ifade edilse de taşınmazların tahliyesi ve teslimi, taşınır teslimi, bir işin yapılması veya yapılmaması, irtifak hakkına ilişkin ilamların icrası, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişkinin kurulması gibi konuları da kapsamaktadır. İcra iflas hukukunun konusunu, devletin cebri icra yetkisiyle borçlulardan borcu tahsil etmesi ve alacaklılara bu borcun ödenmesi oluşturmaktadır. Bu bağlamda icra organı tarafından borçlunun el koyduğu mallar satılmakta, elde edilen para ile de alacaklının alacağı ödenmektedir.
2. İcra Takibinde Görevli ve Yetkili Merci
İcra takibinde görevli merci olarak icra daireleri karşımıza çıkmaktadır. Yetkili icra dairesinin neresi olduğu hususu da kanunda düzenlenmiştir. Buna göre genel yetkili icra dairesi, borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olmaktadır. Özel yetki kuralları ise bunun istisnasını oluşturmaktadır. Yetkisiz bir icra dairesinde takip başlatılması durumunda yetki itirazında bulunulması gerekmektedir. Aksi takdirde söz konusu yetkisiz icra dairesi, yetkili hale gelecektir.
3. İcra Takibi Başlatmak
İcra takibi ilk olarak alacaklının icra dairesine vereceği bir takip talebi ile başlamaktadır. Takip talebinin ardından icra dairesi tarafından bir ödeme emri düzenlenmekte ve borçluya tebliğ edilmektedir. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren kanunda belirlenen süreler içerisinde itiraz edilmemesi ve ödeme yapılmaması takibin kesinleşmesi sonucunu doğuracaktır. Bunun ardından da haciz aşamasına geçilecektir. Alacaklının talebi ile borçlunun hak ve alacakları haczedilebilmektedir. Haczin ardından satış işlemine geçilmekte ve söz konusu mallar satılarak alacaklı, alacağını tahsil edebilmektedir.
İcra takipleri, alacaklının ve borçlunun hakları da gözetilerek birtakım kurallara bağlanmıştır. İcra hukuku kapsamında, usulsüzlüklerle sık sık karşılaşılmaktadır. Bu nedenle sürecin kanun hükümleri ve içtihatlara da dikkat edilerek titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, takip sürecinin ilerleyen aşamalarında problemlerle karşılaşılabilecektir.
4. Cebri İcra Türleri
İcra hukukunda her alacak için farklı bir tahsil şekli öngörülmüş, farklı birtakım takip türleri düzenlenmiştir. İcra yolları; İlamsız İcra Takibi, İlamlı İcra Takibi, Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip olarak temelde üçe ayrılır. Bunlara ek olara İflas ve Kamu Alacaklarının Tahsili icra türleri de bulunmaktadır. İlamsız Takip çeşitleri; Genel Haciz Yolu İle Takip, Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle Takip, Kiralanan Taşınmazların İlamsız İcra Yolu İle Tahliyesi olarak özetlenebilir.
4.1. İlamsız İcra Takibi
Herhangi bir alacaktan kaynaklı olarak bir belgeye dayanılmaksızın dahi açılabilen takipler, ilamsız icra takibi olarak isimlendirilmektedir. Bu takibin en önemli özelliği, bir dayanak belgeye veya ilama ihtiyaç duyulmamasıdır. Fakat bir ilamsız icra takibine itiraz edilmesi kuvvetle muhtemeldir. İtirazın ardından takibe devam edilebilmesi için duruma göre itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davasının açılması gerekmektedir. Yabancı devlet aleyhine ve idari yargının görev alanına giren konulardan ilamsız icra takibi başlatılamamaktadır. İİK. m. 62 uyarınca; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” İtirazın ardından İİK m. 68 uyarınca; “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir.” Takibin yukarıda belirtilen belgelerden birisine dayanmaması halinde İİK. m. 67 hükmü devreye girecektir. Buna göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
4.2.İlamlı İcra Takibi
Herhangi bir mahkemenin veya kamu kuruluşunun ilam niteliğindeki hükmü için ilamlı icra yoluyla icra takibine başvurulmaktadır. Alacağın bir ilama dayanması halinde ilamsız icra takibi yapılamayacaktır. İlamlı icra takibine itiraz, icra dairesine yapılmamakta mahkemeye dava açılması gerekmektedir. Genellikle faiz, yargılama gideri ve vekalet ücreti gibi alacak kalemlerinden kaynaklı olarak icra takibine itiraz edildiği görülmektedir. İtiraz merci ise icra mahkemeleridir. İlamlı icranın ilamsız icradan en önemli farkı, yalnızca para ve teminat kaynaklı alacakların takibe koyulmamasıdır. Bunun dışında çocuk teslimi, taşınır veya taşınmazın teslimi de ilamlı icra takibine konu edilebilmektedir. İlamlı icrada bir zamanaşımı süresi de bulunmaktadır. Buna göre 10 yıllık süre içerisinde takibin başlatılması gerekmektedir.
4.3. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip
Rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip, araç veya iş makinesi sözleşmesinden kaynaklanarak ortaya çıkmaktadır. Bu takibin hem ilamlı hem de ilamsız olarak gerçekleştirilebilmesi mümkündür. Burada amaç, sözleşmeden kaynaklanan malın icra aracılığıyla satışa çıkarılması ve alacağın tahsil edilmesidir. İlamlı olarak başlatılan takipte itiraz icra mahkemesine yapılırken ilamsız icrada icra dairesine itirazın yapılabilmesi mümkündür.
4.4.İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip, genel olarak konut sözleşmelerinden kaynaklanmaktadır. Takip talebine ek olarak ipotek belgesi ve resmi senedinin, borç sözleşmelerinin, kat ihtarının ve kesinleşme şerhinin de eklenmesi gerekmektedir. Bu takibin de hem ilamlı hem de ilamsız olarak açılabilmesi mümkündür. İlamlı olarak başlatılan takipte itiraz icra mahkemesine yapılırken ilamsız icrada icra dairesine itirazın yapılması gerekmektedir.
4.5. Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle Takip
Kambiyo senedi olarak bilinen çek, senet ve poliçeden kaynaklı alacakların tahsili için özel bir takip şekli öngörülmüştür. Burada borçluya bir ödeme emri gönderilmekte, borçlu ise yalnızca mahkemeye dava açarak itirazlarını ileri sürebilmektedir. Yapılacak itiraz, satış dışında takip işlemlerini durdurmamaktadır. Bunun için mahkemenin ayrıca takibin durdurulması kararı vermesi gerekmektedir. Kambiyo senetlerine özgü icra takibinde itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gündür. Borçlunun borcunu ise 10 gün içerisinde ödemesi gerekmektedir.
4.6. Kiralanan Taşınmazın Tahliyesi Talepli İcra Takibi
Tahliye talepli icra takibi, düzenlenen takip talebi ile icra dairesinde başlatılmaktadır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren kiracının 7 günlük itiraz süresi bulunmaktadır. Kiracı borcunu 30 gün içinde ödeyebilir. Bu 7 günlük sürede itiraz edilmesi halinde icra takibi duracaktır. Kiracının kira sözleşmesinin varlığına itiraz etmesi halinde bu sözleşme noter onaylı değilse kiraya verenin genel mahkemede itirazın iptali davası açması gerekmektedir. Kiracı kira sözleşmesini kabul etmekle birlikte kira borcunu ödediğini ileri sürerse itirazın kaldırılması davası açılacak, icra mahkemesinden takibin devamı ve taşınmazın tahliyesi talep edilecektir.
Ödeme emrinde yer alan 7 günlük sürede itiraz edilmemiş, 30 gün içerisinde de ödeme gerçekleştirilmemiş ise kiraya verenin 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak tahliye talep edebilmesi mümkün olmaktadır. Ödemenin 30 günlük sürenin sonrasında gerçekleştirilmesi, tahliye davası açılmasına engel olmayacak yalnızca kira borcu için haciz yapılmasını engelleyecektir.
5. Tebligat
İcra İflas Kanunu’na göre, bir icra takibinin hüküm doğurabilmesi için muhataba usulüne uygun biçimde bir tebliğin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Usulsüz tebligatlar uygulamada sık sık karşılaşılan problemlerdendir. Tebligatın nasıl yapılacağı Tebligat Kanunu’nda detaylı bir biçimde düzenlenmiştir. Herhangi bir hak kaybına uğranılmaması adına yalnızca İcra İflas Kanunu hükümlerinin değil Tebligat Kanunu başta olmak üzere farklı yasal düzenlemelerin de göz önünde bulundurulması, sürecin titizlikle takip edilmesi gerekmektedir.
***
SC Legal Hukuk Bürosu olarak, çek ve bono gibi kıymetli evraklardan kaynaklı alacakların tahsili, her türlü senet ve fatura alacağının tahsili, kiralanan taşınmazların tahliyesi, icra takibi hazırlanması, haciz işlemlerinin gerçekleştirilmesi, iflas talebi ve takibi, iflasın ertelenmesi davalarının hazırlanarak takip edilmesi, borca ve takibe itiraz işlemlerinin yapılması, ihtiyati haciz kararı alınması ve takibi, finans, kredi ve leasing sözleşmelerinden doğan alacakların takibi, icra takibi öncesinde ve sonrasında menfi tespit davası açılarak davanın takip edilmesi, istirdat davasının açılması ve takip edilmesi, yedieminliği suiistimal davasının takip edilmesi, itirazın iptali ve itirazın kaldırılması davalarının açılması, borçluya ait malvarlıklarının sorgulanarak haciz işleminin uygulanması, satış işlemlerinin gerçekleştirilmesi, icra takibinin tahsil aşamasına veya borçludan aciz vesikası alınana kadar yürütülmesi, müvekkillerimiz aleyhine başlatılan icra hukukundan kaynaklı her türlü icra takibinin ve davanın takip edilmesi, sunduğumuz hizmetlerdendir.