Devletlerin tıpkı yasama ve yürütme alanlarında olduğu gibi yargı alanında da egemenlikleri söz konusudur. Bu egemenliğin doğal bir sonucu olarak mahkemelerce verilen kararlar, devletin egemenlik alanları ile sınırlı bir etkiye sahip olmaktadır. Fakat bazı hallerde bir mahkeme tarafından verilen kararın başka bir ülkede hukuki sonuç doğurması gerekebilmektedir. Devletler bu konuda gerekli usul ve esasları iç hukuk düzenlemeleri ve milletlerarası sözleşmeler aracılığıyla belirlemekte, yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve uygulanmasına imkân tanımaktadırlar.
1.Tanıma ve Tenfiz Nedir?
Türkiye’de de yabancı mahkemeler tarafından verilen kararın tanınıp uygulanması için bir dava açma imkânı öngörülmüştür. Açılacak olan bu davaya, “tanıma tenfiz davası” adı verilmektedir.
Tanıma ve tenfiz kavramlarına ilişkin temel hukuki düzenleme, “Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun”un 50 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. Bunun yanında Türkiye’nin taraf olduğu pek çok milletlerarası antlaşmada yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi ile ilgili olarak çeşitli hükümler bulunmaktadır.
Bu noktada Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna ulaşmak için bakınız.
Bir yabancı mahkeme tarafından verilen kararın sahip olduğu kesin hüküm özelliğinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından da kabul edilmesi, “tanıma” kavramı ile ifade edilmektedir. “Tenfiz” ise icra kabiliyetine sahip bir mahkeme kararının Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabulü anlamına gelmektedir. Tanıma, icra edilebilir nitelikte hükümlerin bulunmadığı mahkeme kararları için söz konusu olurken tenfiz için öncelikli şart tenfizi istenen mahkeme kararında icra edilebilir nitelikte hükümlerin bulunmasıdır. Bu bağlamda yabancı mahkeme tarafından verilen kararın bir şeyin verilmesine, yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin olması halinde tanıma yeterli olmamakta ilgili kararın tenfizine de ihtiyaç duyulmaktadır.
2. Tenfiz ve Tanıma için Kanuna Sayılan Şartlar Nelerdir ?
Yabancı mahkemelerce verilen kararın Türkiye’de tanınması veya tenfizi için, “Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun”un 50, 54 ve 58 inci maddelerinde çeşitli şartlara yer verilmiş, bu konuda bir düzenlemeye gidilmiştir. Söz konusu maddelerde yer alan düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde yabancı bir mahkeme tarafından verilen kararın tenfizi için gereken şartlar şu şekilde sıralanabilir:
- “Yabancı bir mahkemenin verdiği bir kararın bulunması”
- “Söz konusu kararın o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş olması”
- “Yabancı mahkemenin verdiği kararın hukuk davasına ilişkin olması”
- “Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmü veya fiili uygulamanın bulunması”
- “İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması”
- “ Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması”
- “O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması”
Kanun koyucu, tanıma için de benzer şartlar öngörmüş, yukarıda belirtilen 4. Madde dışında kalan şartların tamamının, tanıma için de geçerli olacağını belirtmiştir.
3. Uygulanacak Kanun
Türkiye’de açılacak bir tanıma ve tenfiz davası, bu konuda bir uluslararası antlaşma olmadığı müddetçe Türk hukukuna tabi olarak yürütülecektir. Tanıma ve tenfizin usulüne ilişkin olarak “Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun”da çeşitli düzenlemeler bulunmakla birlikte burada yer almayan hususlarda Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine başvurulacaktır.
4. Görevli Mahkeme
Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun ‘un 51/1 hükmünde; “Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir” şeklinde açıkça düzenlenmiştir. Kanun koyucu burada yalnızca tenfiz kavramına yer vermiş olsa da tanıma talepleri için de aynı hüküm geçerlidir. Buna karşın 4787 sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ‘un 4. Maddesinde tanınması ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararlarının aile hukukuna ilişkin olması halinde görevli mahkemenin aile mahkemeleri olacağı belirtilmiş, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’da yer alan düzenlemeye bir istisna getirilmiştir. Buna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde aile mahkemesine başvurulması gerekmektedir.
5. Yetkili Mahkeme
Yetki konusunda ise “Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun”un 51/2 maddesinde “Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” denilerek aşamalı bir yetkilendirme öngörülmüştür. Bu bağlamda kendisine karşı tenfiz istenen kişinin yani davalının Türkiye’de yerleşim yeri bulunması halinde yerleşim yeri mahkemesi, yerleşim yeri bulunmaması halinde sakin olduğu yer mahkemesi, ikisinin de bulunmaması halinde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemeleri yetkili olmaktadır.
6. Tanıma ve Tenfiz Talebinin Usulü
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 52. Maddesinde tanıma ve tenfiz talebinin nasıl yapılacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre tanıma veya tenfiz talebinin yazılı bir başvuru ile bir başka ifadeyle dilekçe ile yapılması gerekmektedir. Dilekçeye karşı taraf sayısınca örnek eklenmelidir. Dilekçede bulunması gereken unsurlar ise yine aynı maddede; “a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri. b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti. c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu.” şeklinde belirtilmiştir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 53. Maddesinde ise dava dilekçesine eklenecek belgeler düzenlenmiştir. Söz konusu hüküm; “Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir: a) Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi. b) İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.” şeklindedir. Yetkili ve görevli mahkemeye, dava dilekçesinin yanında bu belirtilen belgeler de eklenerek başvuru yapılması gerekmektedir.
Tanıma ve Tenfiz davalarının hasımsız olarak açılması mümkün değildir. Açılacak olan davada en az bir adet davalı bulunmalı, davalıya usulüne uygun bir davetiye çıkarılarak duruşma yapılmalıdır. Mahkemenin duruşma yapmaksızın karar verebilmesi mümkün değildir. Dava basit usule tabi olmakla birlikte adli tatilde de görülebilmektedir.
7. Tanıma ve Tenfiz Davalarında Verilecek Karar
Tanıma ve tenfiz davalarında mahkemeler tarafından kabul, ret veya kısmen kabul kararı verilebilmektedir. Tanıma talebinin mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesin hüküm ve kesin delil etkisi doğuracağı söylenebilir. Tenfiz talebinin kabulü ise, yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesin hüküm kesin delil dışında icra edilebilirlik etkisi kazanmasını da sağlamaktadır.
***
Tanıma ve tenfiz davasının açılması esnasında veya dava görülürken herhangi bir hata yapılmaması için bu konuda uzman kişilerden hukuki destek alınması gerekmektedir. SC Legal Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize, alanında uzman ekibimizle birlikte tanıma ve tenfiz davasında yardımcı olmaktayız. Bu kapsamda mahkeme tarafından tanıma ve tenfiz kararı verilebilmesi için gerekli her türlü belgenin hazırlanması, dava dilekçesinin hazırlanması ve vekaletname örneğinin düzenlenmesi noktasında müvekkillerimize hizmet vermekte, hukuki sürecin hızlı ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için çalışmaktayız.